Dijital & Kırsal - 3.Bölüm

Aşık aşıklığını aşkından aşklanmak için sürdürmez. Akıbet bilmez aşk, beşeri bir menzili de yoktur. Tek gayesi O(cc)’nun muhabbetine nail olabilmektir, zaman ve mekandan çok uzakta.

Bak ne diyor Fuzuli;
“Serır-i saltanat zevkinden efzundur bana ol söz Ki lutf ilen demişsin bir gulam kem-terınimdir.”
“Ey Sevgili! Bana lütfederek “O, benim hakir bir kölemdir.” Demişsin. Bu söz, bana saltanat tahtında oturmaktan daha çok zevk verir.”
Kısası sizler gönlünüzde kurun.

Aşk, İlahi’ye yürürken beşeriyetten payına düşeni almaktır. Sonsuz bir kudretin tasviri mümkün olmayan armağanıdır. Mesele bu denli büyük ve ehemmiyetliyken ne vakittir, Sevgili’ye duyulan sevgi, hasret ve adanan ömrün sayısı tutulur oldu.

Gelin o vakit;
Her şeyin başı ben olmakla başlıyor. Farkına dahi varmadan ilahlaştırdığımız benliğimizle, dışları ile içleri şişirilmiş fason üretimi fason nesiller olduk. Hala daha farkına varmadan…

Teknolojinin bize sunduğu vasıfları kendimizden bilip bizleri ben cihetinde yükselterek ulaşılmaz, vazgeçilmez ve kusursuz olduğumuzu düşünsek de tamamiyle bir yok oluşu ayaklarımızın dibine kadar getirdik.

Her şeyden önce bir beşer olduğumuzu görmezden gelip hadsizlikle üzerimize vazife olmayan birçok meseleye kollarımızı sıvar hale geldik. Mütemadiyen ayaklarımız bir yere takılıp maddi ve manevi tökezlememiz bundandır.

Maddesel düşünüp fiziken hareket ediyoruz. Bu organizasyonda kaçınılmazdır ki yanlışların ardı ardına sıralanması baki. Soyut bir dünyanın soyutlanmış neferleriyiz. Ne yaparsak yapalım, nereye varırsak varalım yaratılış fıtratımızın dışında nefsimize yenik bu düsturda hareketlerle pek de uzun adımlar atmış sayılmayacağız.

Daimi çalışmak, daimi üretmek elzemdir. Oturduğumuz koltuklardan, yaşadığımız konfor alanlarından dokunmatik ekranlarla paylaştığımız efektli görsel medya içerikleri ile ne olabiliriz ki. Veyahut ne olmayı bekliyoruz. O ben, ben değilim ki nasıl olur da benlikten dem vururum.

İnsana insan, kalbe akıl gerek. Bir gün kendimizle baş başa kaldığımızda geçip gideni, en derin sancılarla anlayacağız harcadığımız ziyan vakitleri.

YAREDİR

İnsan koca boşluk.
Her biri içine dönük,
yalnız ve sessiz…

-

Sevgi saklamak,
hüzün tellerine gam vurmak,
varoluşunda birer kalp.

-

Sevmek, ah sevgi…
Sır tutmaz durdan anlamaz.
Dilde dursa gönüle sığmaz.

-

Bu dem Galata yalnız,
Kız Kulesi bir başına.
İstisnasız durgun, sessiz…

-

İçerlerde kor ateş,
közü düşmüş yangın.
Sevgi, yaradır…

 

                        Mısralar ile kalın…

--

Hoşça kalın.
20.01.2021 – ÜSKÜDAR