Tüm Boğaz Bize Nâzır...

Yürüyorum...
Yıllardır adım adım, vakit vakit, büyür iken yürüyorum.  
Bazen yoruluyor nefes nefese kalıyor yine de vazgeçmiyorum.
Kâh düşüyor, kanıyor kâh uçuyor, mest oluyorum.
Suya, havaya, toprağa ve yeşile
dokunsan kırılacak bir ümit ile bağlı gönlümce, seyir eyliyorum.
Varlığına ilişiyor gözüm, hissediyorum. 
Hani tek bir nefese tüm kanatlarım toz olup yok olacak gibi.
Ürkek bir kedi yavrusu gibi korkuyorum.
Beşerin rüzgarı sert olur,toz olana dek savurur.
Sevmek gibi. 
Belki bir gün adını unutsamda kokun asla burnumdan öteye gitmez.
Çoktan rüzgar bizi toz eder, biz rüzgar oluruz.
Vurdukça aheste aheste; sen benimle, ben seninle...
Vaktiyle hissettiğim kelama dönüyor dilim, gönülleriyle sevenlerin hareketleri kısıtlanmaz.
Rüzgardır onlar savrulan toz tanelerinin eşiğinde.
Konuşmadan, dokunmadan, koklamadan özgürce sadece hisleriyle.
Sana dair.
Ürkek bir kedi yavrusu ömrümüz tam tüylerinin arasında parmaklarımızı gezindirecek iken,
bir adım geriye çekiyor benliğini.
Kedi yavrusunu sevgiye alıştırırcasına narin ve sessizce yaklaşıp sevelim,
iki çift göz tek gönül bizi...
Neler söylemek istedim ne süzüldü mürekkebimden bilmem.
Diyor ya; 
"İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil. Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.".
Bıraktım lâl olsun dilim, yazmasın divitim, tükensin hokkamda mürekkebim.
Tüm sükût bize dair, bu demde tüm boğaz bize nâzır.

fonda: perdenin ardındakiler - kendime

--

Üsküdar